20 Nisan 2015 Pazartesi




                                Kurt Çıktı Elmamdan

Elmamdan kurt çıktı. Vay! Güzel gönderme yaptın. Nasıl? Âdem’in yasak elmayı yemesi falan işte, yüzyıllık kaburgamız. Kurtlar da biz oluyoruz değil mi? Ulan nereden, ne anlam çıkardın. Yasak elma için limonmuş diyorlar. Nereye sıkacaklarmış? Milletin üstüne. Gaz mı ulan bu? Gazın panzehri.

Zehrin ve şerbetin aynı otlardan yapıldığını bilir misin? Şunu mu demek istiyorsun, yani insanın zehri de şerbeti de kendisidir. Ta dibinde durdun. Bir de her şey kendi içinde, değil mi? Başladın yine kişisel gelişim kitaplarına. O kitapları okumayanlar kişisel olarak, kişisel olmuyorlar. Yoksa gelişim olarak mı gelişemiyorlar? Çözemedim. Bu alanda kendimi geliştirmeye başladım. Nasıl? Yeni bir kitap aldım. Adı ne? ‘’İnsanın Aklına Girmenin Bin Bir Türlü Sanatı’’ Türlü dedin de canım çekti. Ananı arada, bize türlü yapsın, çok güzel yapıyor. Yanına da pilavı yaptı mı, değ keyfime sana da bulaşsın. Mutluluk bulaşıcı mıdır? Hayır, belli bir karışımdan ibarettir. Mesela ne tür bir karşımdan, bahsini ediyoruz? Bir tutam gözyaşı, tuzu bol ter bir de, neyse onu söylemiyorum. Bende kalsın. Hadi ama mutluluğun son baharatını söylemeyecek misin? Bok.

Eskisi gibi değilsin. Nasıl? Eskisi gibi değilsin, bunun neyini anlamadın. Gibi kısmını anlamadım. Eskiden konulara daha tarafsız bakıyordun. Araştırmadan, konunun detayını öğrenmeden bir şey söylemez, hareket etmezdin. Şimdi ne değişti? Değişen bir şey yok, sadece üzgünüm. Ne için? Seni instagramdan takip etmediğim için. Sevindim bunu söylediğine. Hadi bir fotoğrafımı beğen de barışalım. Önce sen. Hayır, önce sen beğenmelisin. Hayır, olmaz, önce sen. Kavga ettiğimiz şeye bakar mısın, kendimize çeki düzen vermeliyiz. Bundan iki hafta önce çek verdim, kendini düzenle diye.  Ama onu da çarçur etmişsin. O çeki mi diyorsun, çarçur etmedim, karşılıksız çıktı, çek bile bana karşı bir şey hissetmiyor. Hissediş, önemlidir. Kimselerin olmadığı yerde, hissedişler bir çeşit avuntudur. Onu canlı kanlı görmek yerine, hissedersiniz. Tutar beni. Ne tutar? Kan tutar be, bahsetme şundan.

Bahsi geçmişken, iki konu üzerinde durmak isterim. Çekil. Anlamadım, nereye çekileyim? Üzerinde durduğun konulara bakacağım. Kaldır ayağını. İnsan Hakları… Bir de sol ayağın kaldır bakayım. Kadın Hakları… Yapma be oğluuumm! Ne oldu?  Bu konular hakkında ne kadar çok konuşulursa, o kadar içi boşalıyor. Ama bu haklar ciddi bir o kadar da konuşulması, üzerinde durulması gereken konulardır. Bunlar özgürlük yolunun şeritidir. Seveyim senin şeridini. Oğlum yoksa prestij mi yapıyorsun bu konulara değinerek? Hay mına koyum ne prestiji…

Madem şeritlerden girdik, çıkmanın yolu da şeritleri takip etmektir. Başka yolların önemsiz olduğunu mu söylüyorsun? Evet. Nereden vardın bu kanıya? Uzak doğudan. Çok uzaklara gitmişsin. Biraz öyle oldu ama sonunda bir şeyleri çözdüm Ben öyle düşünmüyorum. Neden? Başka yolların tadı daha farklıdır. Hem denemeden nasıl anlayacağız. O yoldan değil bu yoldan gitmeliyiz. Neden diye sorduğumuzda, ben o yolu biliyorum derler. Bu sakıncalı bir anlayıştır. Bir yön gösterici bir de bilinen bir yol, kulağa hiç hoş gelmiyor. Haydi, gayri bu yolda ne var, ona bir bakalım, diyen yok. Çünkü korkuyoruz. Neden korkalım ki? Güzel soru. Bu sorunun cevabını uzakta aramamak gerekir. Korktuğumuz da, güvenmediğimiz de kendimiz. Güçsüzlük; insanoğlunun kurgusudur. Peki, nasıl dünyayı yıkacak hale getirecek gücü barındırıyorlar? Güç değil, güçsüzlük her şeyi yaptırır. Güç bir şey değildir. Bu konunun hiç detayına inmeyeceğim. İndikçe, iniyoruz. Sonu yok bu derinliğin. Olsun, ben iyi nefes tutarım.

Aklımın ucundan geçmişti. Belki başından geçmeli ki aklının, o zaman önemi artar. Bu söz, aklın bir uçurum olduğundan mı yakınıyor? Hayır, ne alakası var? Ucundan geçti, ucuna gelseydi yukarı tutunur, kendini çekerdi. Alem adamsın Cengiz. Bir şeyi aklının ucuna getir. Getirdim. Şimdi ne oldu? Geldi ve gitti. Orayı bir uçurum olarak hayal et. Ettim. Şimdi oraya birisinin geldiğini ve ayağının kaydığını düşün. Tamam, bağırıyor durmadan. Ne yapayım şimdi? Bir şey yapma, duymamazlıktan gel. Elimi uzatıyorum. Dayanamıyorum, kurtaracağım onu. Dur, yapma bırak gider o birazdan. Hayır, olamaz düştü şu anda. Hepsi senin yüzünden oldu, gitti gariban adamcağız. Şimdi anladın mı demek istediğimi?